Sanayi devrimi ile başlayan yeni ekonomi modelinde pazarlama kavramı oldukça sığ ve sıradandı. O dönemleri çok iyi anlatan sözü Henry Ford şu şekilde ifade eder: “İnsanlar siyah olması kaydıyla istedikleri arabayı alabilirler”. Yine Henry Ford tarafından dönemin pazarlama düsturunu şekillendiren bir tanımlama daha vardır;,

“İnsanlar ne istediklerini bilmezler. Ta ki siz onlara gösterene kadar.”

Pazarlama evrim geçirdi mi?

Ford’lu dönemlerin ardından çok sular aktı; insanı odak haline getirmeden yapılan kitlesel üretim ve pazarlama büyük buhrana sebebiyet verdi. Sonunda da insan arzu ve isteklerine yönelik bir ekonomi, pazarlama modeli ortaya çıkmaya başladı. Günümüz dijitalleşmesi ile beraber çok daha derinlikli bir hale gelen pazarlama kavramı ile ilgili yanlış bir algıdan da söz edilmesi gerekir. Pazarlama, üretilen ürünün tüketiciye sunumu şeklinde tanımlanamaz. Bu oldukça sığ ve günümüz pazarlama felsefesinin anlaşılamaması demektir.

Pazarlamadan ne anlaşılması gerekir?

Pazarlama hem ürün hem de hizmet ile ilgili tüm süreçleri kapsayan bir kavramdır. Ürünün neden piyasaya sürülmesi gerektiğine dair temel sorularla beraber, nasıl, ne şekilde, kimler tarafından üretilip, kime satılacağına dair kapsamlı bir çalışmanın sonucu ortaya çıkar. Tüm bu adımların en iyi şekilde belirlenebilmesi adına da pazarlama stratejisinin doğru çizilmesi gerekir. Şu ayrımın da doğru yapılması gerekir: pazarlama planı ile pazarlama stratejisi arasında birtakım farklılıklar vardır.